Akut ve Kronik Hepatit B Hastalığı

Hepatit B virüsünün sebep olduğu karaciğer iltihabına verilen addır. Bu virüs karaciğer içine yerleşerek halsizlik, yorgunluk, göz ve deride sarılık, idrar renginde koyulaşma, dışkı renginde açılma ile seyreden ve büyük bir oranda kendiliğinden düzelen hastalık tablosudur. Virüs varlığını devam ettirmek için canlı hücreye gereksinim duyar.

Nasıl Bulaşır?
Hepatit B bulaşıcı bir hastalıktır. En büyük bulaşma yolu enfekte kan ve kan ürünleri veya vücut sıvılarıyla mukozal veya deri teması iledir. Virüs taşıyan kişiyle cinsi temas, enfekte anneden yeni doğana bulaş ve enfekte olmayan kişilerle cinsel yolla olmayan bulaş diğer nedenler arasındadır. Bulaşlı cerrahi malzemelerin bir başka kişiye kullanılması, (enjektör vs), enfekte tıraş bıçağının kullanılması ile bulaş söz konusu olabilir. Ülkemiz dünyada hepatit B açısından orta derecede riski bölgeler arasındadır.

Belirtileri Nelerdir?
Altı hafta veya ay kadar süren kuluçka döneminden sonra, hastaların ayrısında sarılık, 2/3 hastada grip benzeri şikayetler görülebildiği gibi bir kısmında da belirtisiz geçebilir.

Nerede Bulunur?

Kan
Meni (semen)
Vajinal salgılar
Kanla bulaşık tükürük ve diğer vücut salgılarında hepatit B virüsü bulunur.

Akut Hepatit B Enfeksiyonu
Belirtiler olsun olmasın, virüs karaciğerde çoğalarak belli miktarlarda karaciğere zarar verir. 5 yaş altındaki çocukların %70i, üstündeki fertlerin %50 kadarında sarılık görülmeyebilir. Hastalık çeşitli şekillerde seyreder;
Taşıyıcılık: Erişkinlerin %10 kadarında virüs kandan temizlenemez ve virüs taşıyıcılığı oluşur. Dünya nüfusunun yaklaşık olarak 1/3'ü hepatit B virüsüyle karşılaşmıştır (2 milyar kişi) ve bunların %5'i (350 milyon kişi) hepatit B taşıyıcısıdır. Taşıyıcılarda klinik belirti yoktur ve sağlıklı görünürler. Kanda Hepatit B yüzey antijeni (HbsAg) tetkiki pozitifliği ile tanı konur. Türkiye nüfusunun yaklaşık %5’nin taşıyıcı olduğu bilinmektedir (3 milyon kişi). Taşıyıcılar cinsel ilişkiyle virüs bulaştırabilir.Taşıyıcı anneden doğan çocuklara virüs bulaşabilir. Bunun için yeni doğan bebeğe hemen hepatit B immün globülin ve hepatit-B aşısı yapılmalıdır. Kronik taşıyıcılarla aynı evde yaşayan aile fertlerinin hepatit B virüsüne yakalanma oranı normale oranla 2-4 kat daha sıktır.
Akut karaciğer Yetersizliği: Hepatit B enfeksiyonu her 100 hastanın birinde akut karaciğer yetersizliğine sebep olabilir. Akut karaciğer yetersizliği hayat tehdit edici ve ¾ oranda ölüme sebep olabilen bir hastalıktır.
İyileşme; Hastaların %90’nı tamamına yakını iyileşir ve hayatın sonuna kadar bağışık kalır.
Kanser, Siroz: Taşıyıcıların % 25’inde karaciğer kanseri ve siroz ortaya çıkar. Siroz ortaya çıkma süresi yaklaşık 30 yıl kadardır. HBe (-) ve HBe (+) kronik hepatit B lilerde yıllık siroz ortaya çıkma oranları sırasıyla %3 ve %5 kadardır. Kronik hepatit B taşıyıcılığı karaciğer kanserinin en önemli nedenlerinden biridir. Görülme riski taşıyıcılarda 200 kat daha fazladır. Hepatit B virüsü sigaradan sonra ikinci en önemli kanser sebeplerinden biri olarak kabul edilir.

Ne Yapmalı?
Korunmada en önemli yöntem aşılanmaktır. Aşı öncesi bazı testler yapılmalıdır. Bunun amacı kişinin daha önce virüsle karşılaşıp karşılaşmadığını saptamaktır. Hepatit B virüsünün proteinlerinden birine karşı gelişen antikora (anti-Hbc IgG) denir.
Anti-Hbc IgG pozitifse; Virüsle karşılaşılmıştır. Hbsag (+) ise kişi taşıyıcıdır. Hbsag (-) ve Anti-Hbs (+) ise kişi hastalığı geçirmiş, ve bağışıktır. Her iki halde de aşı gerekmemektedir. Bunlarda tedavi: etkili ve kullanılan bir tedavisi yoktur. Uygulana tedavi oldukça masraflıdır ve sıklıkla yan etkileri yoktur.
Anti-Hbc IgG Negatifse; Virüsle karşılaşılmamıştır. Aşılanmış insanlarda Anti Hbs: (+) dir.
Anti Hbc IgG Negatifse; Kişiye hepatit-B aşısı 4 doz olarak kolun dış yüzüne kas içine yapılır. Aşı 1-2-6 ve 18. aylarda yapılmalıdır. Aşı 5 sene kadar koruyucudur. Aşı güvenlidir. Bazıları tamamen sentetik olarak üretilmiştir. Aşıdan sonra birkaç gün kadar süren aşı yerinde kızarıklık, şişlik ve ağrı olabilir. Aşıya bağlı hastalık meydana gelmesi söz konusu değildir.
Kronik Hepatit B Enfeksiyonu

Hepatit B'nin 6 aydan daha uzun sürmesiyle ortaya çıkan hastalık halidir. Virüsün karaciğer hücrelerinde çoğalması ve tahribatı devam eder. Her ne kadar virüs hastalığı başlatsa da, kronik hepatit B virüs hastalığında vücudun karaciğere yaptığı tahribat virüsden daha fazla olmaktadır. Kronikleşme olasılığı ferde, enfeksiyonun bulaşma yoluna ve yaşına göre değişiklik gösterir. Yüksek riskli bölgelerde yeni doğana anneden geçiş(%95 oranda kronikleşme) ve erken çocukluk döneminde aile fertlerinden hepatit B kapma (%30 oranda kronikleşme) olur. Erişkinlik döneminde akut hepatit B geçirildiğinde %3-5 oranda ve genellikle erkeklerde kronikleşme olur. Kronik hepatit B enfeksiyonunda karaciğer ve dalakta büyüme, sarılık, zamanla karında ascit gelişimi, karaciğeri ilgilendiren karın içi damarlarda basınç artımı ve buna bağlı ortaya çıkan üst sindirim sistemi kanamaları ve zamanla siroz gelişimi ortaya çıkabilir.

İnfeksiyonun başlangıç yaşı, süresi, beraberinde alkol alınımı, birlikte delta infeksiyonu olması, cinsiyet farkı (erkek olma daha riskli), HCV ko-infeksiyonu, hepatit B nin genotipleri ve diğer faktörler kronik hepatit B infeksiyonunun siroza ve karaciğer kanserine ilerlemesine etkiler.

Kronik hepatit B infeksiyonlularda inaktif Hepatit B taşıyıcılık oranı %70-90 arasındadır. Bir başka deyişle hepatit B taşıyıcılı kişilerin %10-30'u kronik hepatit B hastasıdır ama karaciğer enzimleri normal veya normale yakın seyreder ve bunun farkına varmadan yaşar. Kronik hepatit B lilerin %7-30 kadarında e antijeni negatiftir (HBeAg:-).

Hepatit E antijeni negatif kronik hepatit B li hastalarda karaciğer enzimlerinden olan ALT (alanin aminotransferaz) enzimi normal veya normale yakın ve HBV DNA PCR kantitatif testi <100.000 kopya/ml ise bunların hepatit B taşıyıcıları ile ayrımını yapmak zordur.

Kronik hepatit B li hastalarda hepatosellüler kanser gelişim oranı yıllık %0,2 iken hepatit B ye bağlı sirozlu hastalarda %2-3 dür. Bu nedenle Kronik hepatit B'li ve sirozlu hastalarda 6 ayda bir batın USG ve alfa-fetoprotein seviyelerinin takibi önerilir.  
6045